Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah es-Sisi’nin ev sahipliğinde Kahire Barış Zirvesi başladı. Zirvede, Türkiye’yi Dışişleri Hakan Fidan, ” İsrail, Doğu Kudüs’te ve Batı Şeria’da yapmış olduğu yerleşim politikaları ile birlikte orada yaşayan Filistinlilerin haklarına tecavüz etmektedir. Gerçekten tarihi bir dönemeçteyiz. Filistinlilerin acılarının devam etmesine asla izin vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
BİRÇOK ÜLKENİN TEMSİLCİSİ KATILIYOR
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin ev sahipliğindeki zirvede Ürdün, Filistin, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Kuveyt, Suudi Arabistan, Irak, Yunanistan, İtalya ve Güney Kıbrıs liderleri de katılıyor. Zirvede Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in yanı sıra Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Temsilcisi Joseph Borrel de bulunacak.
“KUTSAL DEĞERLERE SAYGI GÖSTERMİYORLAR”
Zirvede bir konuşma gerçekleştiren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan “Mevcut politikalar üzerinde ısrar etmenin sonucunda uluslararası hukuka göre bu sorunu çözememekteyiz. Sadece evrensel değerlerin erozyona uğraması ve sahadaki gerçeklerin çarpıtılması karşımıza çıkmakta. Bu sistem hatasını İsrail istismar etmektedir. Mescid-i Aksa’yı ve Kudüs’teki Müslüman ve Hristiyan kutsal değerlere saygı göstermemektedir” dedi.
“FİLİSTİNLİLERİN HAKLARINA TECAVÜZ EDİYORLAR”
Fidan sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail, Doğu Kudüs’te ve Batı Şeria’da yapmış olduğu yerleşim politikaları ile birlikte orada yaşayan Filistinlilerin haklarına tecavüz etmektedir. Terörle mücadele çerçevesi veya maskesi altında bunu yapmaktadır. İsrail, Filistinlilerin çektiği acıları normalleştirmeye çalışmaktadır. Biz buna asla diyoruz. Ne Filistinliler için ne de bir başkası için. Bu kriz, coğrafi tırmanışlarla birlikte global olarak etkilerini gösterebilir. Ancak biz kalıcı bir barış istiyoruz. Gerçekten tarihi bir dönemeçteyiz. Filistinlilerin acılarının devam etmesine asla izin vermeyeceğiz.
“BU VİZYONU HAYATA GEÇİRMELİYİZ”
Türkiye inanmaktadır ki buradaki düşmanlıkların sona ermesi ve koşulsuz olarak Gazze’ye insani yardımların başlamasıyla birlikte bu bir fırsata çevrilebilir. İki devletli bir çözüme dayalı olarak bir barış sürecine geçilebilir. Bu da 1967 sınırları çerçevesinde Doğu Kudüs’ü başkent olan egemen bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla mümkündür. Aynı zamanda uluslararası güvenlik ve istikrara da katkıda bulunacaktır. Hepimiz bunda hemfikiriz zannedersem. Fakat hem fikir olmak yetmiyor bunun ötesine geçip bu vizyonu hayata geçirmeliyiz.
Aynı zamanda garanti mekanizmalarını da hayata geçirmeliyiz. Her iki tarafın da adil bir barış için gerekli olan yükümlülüklerini hayata geçirmesini sağlamalıyız. Türkiye bu konseptin gelişmesi için adımlar atmakta ve adil, güvenli ve insan onuruna yakışır bir geleceği bölgedeki herkes için sağlamak için çalışmaktadır. Şimdi artık bunun zamanı gelmiştir.”